Hangi Şâhidî? Şâhidî’yi Kendi Dilinden ve Kaynaklardan Yeniden Okumak
Mevlevilik Geleneği ve Vefatının 475. Yılında Muğlalı İbrahim Şâhidî (1470-1550) Özel Sayısı
Hangi Şâhidî? Şâhidî’yi Kendi Dilinden ve Kaynaklardan Yeniden Okumak
Öz
İbrahim Şâhidî (ö. 957/1550) on altıncı asrın meşhur Mevlevî isimlerinden olup günümüzde adı, tekkesini kurduğu Muğla ile birlikte anılan bir isimdir. Şuara tezkirelerinde şairliği genellikle sözlükçülüğünün gölgesinde kalan İbrahim Şâhidî’nin temsil ettiği derviş tipi hakkında biyografi kaynaklarında ve Şâhidî ile ilgili yapılan çalışmalarda zaman zaman farklı bilgiler verilmiştir. Şâhidî’nin, şeyhi Dîvâne Mehmed Çelebi’nin (ö. 951/1544 sonrası) izinde, Mevlevîliğin Şems kolunun inşa ettiği gelenek içerisinde rindane bir hayat mı sürdüğü yoksa Veled kolunun daha kurallı ve mütedeyyin doktrinine uygun mu yaşadığı konusunda bir netlik yoktur. On altıncı asır tezkirecileri Şâhidî’nin Mevlevî muhitindeki yerine değinmezler. Genellikle Gülşen-i Tevhîd’i ve Tuhfe-i Şâhidî’si odağında Şâhidî’yi değerlendirirler. On sekizinci asırda Mevlevî muhitinde yazılan Sefine-i Nefise-i Mevleviyân ve Tezkire-i Şu’arâ-yı Mevleviyye ise şair hakkında daha detaylı bilgiler sunar. Ancak bu metinlerde de Şâhidî’ye ayrılan kısımlarda onun Mevlevî muhitinde dâhil olduğu meşrebe/neşveye değinilmez. Bu konuda yalnızca şairin kendisi birtakım bilgiler verir. İbrahim Şâhidî’nin Gülşen-i Esrâr’ında şeyhi ile karşılaştığı anları aktardığı anlatıda, dâhil olduğu mecliste yaşananlar klasik İslam anlayışına pek de uygun olmayan motifler içerir. Sefîne-i Nefîse-i Mevleviyân’da ve Tezkire-i Şu’arâ-yı Mevleviyye’de Şâhidî’nin etrafındaki isimlerin, devrin Mevlevî muhitinde taşkın ruh hâlleri ile dikkat çeken isimler olduğu görülür. Şâhidî’ye yer veren ve Osmanlı’nın Sünnî politikasından uzak bir coğrafyada yazılan bir eser, onunla ilgili bambaşka bilgiler verir. Şâhidî’nin yetiştirdiği isimlerden olan tezkire yazarı Garîbî, Şâhidî hakkında, Osmanlı sahasında yazılan tezkirelerin verdiği bilgilerden farklı bir kanaat belirtir ve Şâhidî’yi Şiî bir şair olarak niteler. Bu çalışmada, Şâhidî hakkında biyografi kaynaklarının verdiği bilgiler ile şairin, derviş tipi çerçevesinde kendisini nasıl anlattığı, zahide karşı kendini nasıl konumlandırdığı ele alınacak ve Şâhidî’nin yaşadığı dönemde nasıl bir Mevlevî dervişi kimliğine sahip olduğu ortaya koyulacaktır. Şâhidî’nin hayatı hakkında bilgi veren bir girişin ardından ilk iki başlıkta, tezkirelerde Şâhidî ile ilgili biyografik bilgilerde öne çıkan detaylar karşılaştırılacaktır. İkinci bölümde ise Şâhidî’nin eserlerinde kendini bir derviş olarak nasıl ifade ettiği ele alınacaktır. Üçüncü kısımda Osmanlı’nın on altıncı ve on sekizinci asırda Safevîlerle ve Mevlevîlerle olan ilişkisine değinilecek ve bu ilişkilerin Şâhidî’nin biyografisinin yazımına etkisi değerlendirilecektir. Son bölümde ise Şâhidî’nin mezhebi ve bir derviş olarak kendini nasıl konumlandırdığı şiirlerinden örneklerle ele alınacaktır. Bu çalışmada, Şâhidî’nin Mevlevî gelenekte Şems kolu olarak adlandırılan ve daha çok rindâne tavırları ile meşhur dervişlerin inşa ettiği gelenek içerisinde yer aldığı ancak Osmanlı’nın resmî ideolojisinden de uzaklaşmadığı iddia edilmektedir.
Anahtar Kelimeler
Anahtar sözcükler: Mevlevîlik, Şems Kolu, Muğlalı Şâhidî, Tezkire.
Which Şahidi? Reexamining Şahidi Through His Own Words and Sources
Abstract
Ibrahim Şahidi (d. 957/1550) was a prominent 16th-century Mevlevi figure whose name is now associated with Muğla, where he established his lodge. While tezkires generally overshadow his poetic abilities with his lexicographical work, biographical sources and studies about Şahidi sometimes provide conflicting information about the type of dervish he represented. There is no clarity whether Şahidi, following his sheikh Divane Mehmed Çelebi (d. after 951/1544), lived a libertine life within the tradition constructed by the Şems branch of Mevleviyya or adhered to the more regulated and pious doctrine of the Veled branch.
Sixteenth-century tezkire writers do not address Şahidi’s position in the Mevlevi milieu. They generally evaluate him through his works Gülşen-i Tevhid and Tuhfe-i Şahidi. The eighteenth century Mevlevi texts Sefine-i Nefise-i Mevleviyan and Tezkire-i Şu’ara-yı Mevleviyye provide more detailed information about the poet. However, these texts do not mention his spiritual disposition/temperament within the Mevlevi circle. Only the poet himself provides certain information on this matter. In Ibrahim Şahidi’s Gülşen-i Esrar, his narrative describing his encounters with his sheikh contains motifs that are not quite compatible with classical Islamic understanding. In Sefine-i Nefise-i Mevleviyan and Tezkire-i Şu’ara-yı Mevleviyye, the figures surrounding Şahidi appear to be individuals known for their ecstatic spiritual states in the contemporary Mevlevi milieu. A work written in a geography distant from Ottoman Sunni politics provides entirely different information about him. Garibi, a tezkire writer educated by Şahidi, expresses a different opinion about him compared to Ottoman tezkires and characterizes Şahidi as a Shiite poet. This study will examine the biographical information about Şahidi from various sources, how he described himself within the framework of dervish typology, how he positioned himself against the ascetic and reveal what kind of Mevlevi dervish identity he possessed during his lifetime. Following an introductory section providing information about Şahidi’s life, the first two sections will compare prominent details in biographical information about Şahidi in tezkires. The second part will discuss how Şahidi expressed himself as a dervish in his works. The third section will address the Ottoman Empire’s relationship with the Safavids and Mevlevis in the sixteenth and eighteenth centuries and evaluate how these relationships affected the writing of Şahidi’s biography. The final section will examine Şahidi’s sectarian affiliation and his self-positioning as a dervish through examples from his poetry. This study argues that while Şahidi belonged to the tradition built by dervishes known as the Şems branch in the Mevlevi tradition, famous for their more libertine attitudes, he did not deviate from the Ottoman official ideology.
Keywords: Mevleviyya, Şems Branch, Şahidi of Muğla, Tezkire.