MEVLANA DİYOR Kİ

A+
A-

MEVLANA DİYOR Kİ

Kalbin bir gün seni sevgiliye götürecek. Ruhun bir gün seni sevgiliye taşıyacak. Sakın acında kaybolma. Bil ki çektiğin acı bir gün dermanın olacak.

Gerçek aşk’ı bilen kalp, bir damla suya bile hürmetle bakar.

Cahil kişi gülün güzelliğini görmez, gider dikenine takılır.

Ben hiç dilek tutmadım, hep dua ettim. Ömrün ömrüme nasip olsun diye!

Sus gönlüm! Bütün bu susmalarına karşılık her şeyin hayırlısının olacağına inanarak sus.

Nasibinde varsa alırsın karıncadan bile ders. Nasibinde yoksa bütün cihan önüne serilse sana ters.

Yürürken başımın yerde olması sizi rahatsız etmesin. Benim tek derdim; yere düşen edebinize takılmamak.

Küle döndüysen, yeniden güle dönmeyi bekle. Ve geçmişte kaç kere küle dönüştüğünü değil, kaç kere yeniden küllerin arasından doğrulup yeni bir gül olduğunu hatırla.

Ey Müslüman, edep nedir diye sorarsan bil ki edep, her edepsizin edepsizliğine katlanmaktır.

Sen bana kendi gözünle bakma, benim gözümle bak da biri iki görme! Bana, bir an olsun benim gözümle bak da varlıktan öte bir meydan gör!

Üstünün dostu ol ki üstün olasın. Kendine gel be hey azgın, mağluplarla dost olma! Münkirin delili ancak ve ancak şudur: Ben şu görünen yurttan başka bir şey görmüyorum! Hiç düşünmez ki nerede görünen bir şey varsa o, gizli hikmetleri haber vermededir. Her görünen şeyin faydası, faydanın ilaçlarla gizli oluşu gibi o şeyin içinde gizlidir.

Dünya, kendisini yeni gelin gibi gösteren, cilveler eden, kokmuş bir kocakadındır.

Yol kesenler olmadıkça, lanetlenmiş şeytan bulunmadıkça, sabırlılar, gerçek erler, yoksulları doyuranlar nasıl belirir, anlaşılır?

Kaderde sevmek var ama kavuşmak yok ise şayet, Olsun! Vuslata aşık gönül, susmaya da razı.

Dediler ki: Gözden ırak olan gönülden de ırak olur. Dedim ki: Gönüle giren gözden ırak olsa ne olur.

AkIın varsa bir başka akılla dost ol da, işlerini danışarak yap.

Nefsin ejderhadır. Öldü sanma, uykuya dalar o. Dertten eline fırsat düşmediği için uyur. Derdin bitince çıkar hemen. Hüner; dertsizken de nefsi uykuda tutmadadır.

Bizi bilen bilir, bilmeyen de kendisi gibi bilir!

Yaşadığın dünyaya bak; Yüce Tanrı, hangi eserini sevginin kucağında büyütmemiş? Neden okşamak ve kucaklamakla gidilecek yere, tekme ve tokatla erişmeyi tercih edesin?

Yüz kişinin içinde âşık, gökte yıldızlar arasında parıldayan ay gibi belli olur.

Seni bağrıma değil, bağrımı ve başımı ayağının altına bastım. Gözüm toprak olacak, ama gönlüm daima aşk kokacak.

İsyanlardayım dedi. Hayır, imtihanlardaydı. Fark etseydi, kurtulacaktı.

Sarılmayı bilir misin? Sahiplenmeyi, sahiplendiğinde sadık kalmayı? Sen bilir misin âşık olmayı? Bölünebilir misin ikilere, üçlere, gerekirse binlere? Yapabilir misin? Gerçekten sevebilir misin? Sevmenin demesi olmaz. Unutma; ya çok seversin bir kere, ya da hiç sevmezsin.

Altın ne oluyor, can ne oluyor, inci, mercan da nedir bir sevgiye harcanmadıktan, bir sevgiliye feda edilmedikten sonra?

       Mevlana

Gönüller Sultanı Horasan eri,
Kur’an’ın bendesi aşkın neferi,
Ölüm gelene dek bitmez seferi,
Hicrette görürsün pir Mevlana’yı!

Akarsu misali cömerttir hali,
Kusuru örtmede gece misali,
Şeb-i Arus bilir Hakka visali,
İlahi meşk ile sar Mevlana’yı!

Sinelere ışık saçardı her an,
Masiva duygudan kaçardı her an,
Muhabbetullahı seçerdi her an,
İslam’ın yolunda gör Mevlana’yı!

Mesnevi şah eser, cana şifadır,
Divan ve Mektubat ruha gıdadır,
Mecalis-i Seb’a gönle sefadır,
Fihi ma fihine sor Mevlana’yı!

Geçmek istiyorsan nur denizinden,
Kurtulmaksa murat nar denizinden,
Güllere vuslatsa har denizinden…
Namazda bulursun er Mevlana’yı!

Tevazu deyince onu ararsın,
İnsan sevgisini ondan sorarsın,
Gönül fethetmeyi onda görürsün,
Sevgiyle sararsın yar Mevlana’yı!

Kibir kapısını berk ettiğinde,
Nefs-i emmareyi terk ettiğinde,
Makam-ı mahmudu fark ettiğinde,
Hale hale aşkla ör Mevlana’yı!   (08 MAYIS 2024)