Nikriz Âyin-i Şerîf

Önceki Sayfaya Dön

Hafız Kemal Batanay

BİRİNCİ SELÂM

Âteş ne-zened der dil-i mâ illâ hû
Kûteh ne-küned menzil-i mâ illâ hû
Ger âlemiyan cümle tabîban bâşend
Hallî ne-küned müşkil-i mâ illâ hû

Vezni: Mef‘ûlü mefâîlü mefâîlün  fâ‘ [Hezec/Rub.]

Bizim gönlümüzü tutuşturan odur (hû’dur) ancak. Yolumuzu kısaltan odur ancak. Bütün insanlar hekim olsa, (yine de) derdimize deva olan odur ancak.

Yâ Rab zi dü kevn bî-niyâzem gerdan
V’ez efser-i fakr ser-firâzem gerdan
Ender haremet mahrem-i râzem gerdan
An reh ki ne sûy-i tüst bâzem gerdan
Vezni: Mef‘ûlü mefâilün (mefâîlü) mefâîlün fa‘ [Hezec/Rub.]

Yârabbi! Beni iki dünyadan da âzat eyle.Yokluk (fakr) tacı ile benim başımı yücelt. Senin hareminde beni sırra mahrem eyle. Sana doğru olmayan yoldan beni geri çevir.

Men bende-i sultânem sultân-ı cihânbânem
Z’an dem ki ruhaş dîdem şûrîde vü hayrânem

Men ô şüdem ô men şüd ez cân ü dilem ten şüd
Peyveste çirâ bâşed in nâle vü efgânem

Vezni: Mef‘ûlü  mefâîlün mef‘ûlü  mefâîlün [Hezec]

Ben sultanın, dünya sultanının kuluyum. Onun yüzünü gördüğümden beri şaşkınım, hayranım. Ben o oldum, o da ben. Candan, gönülden bedenim gitti; bu feryad,  figan niçin  çıkıp duruyor?

Bi-yâyîd bi-yâyîd ki dil-dâr resîdest
Bi-yâyîd bi-yâyîd ki gülzâr demîdest

Vezni: Mefâîlü mefâîl(ü) mefâîlü mefâîl [Hezec]

Gelin, gelin sevgili geldi; gelin gelin gül bahçesi şenlendi.

İKİNCİ SELÂM

Ey âşıkân ey âşıkân ez âlem-i cân âmedem
Ser der fiken can der taleb cûyâ-yı cânân âmedem

Ey mutribân ey mutriban savt ez nevâ âverdeem
Çün andelîb ez şevk-i gül her dem gazelhân âmedem
Vezni: Müstef‘ilün müstef‘ilün müstef‘ilün müstef‘ilün [Recez]

Ey aşıklar, ey aşıklar, can aleminden geldim. Başım önde, gönül heveste; sevgiliyi  aramaya geldim. Ey mutribler, ey mutribler, Sesim, nevâ makamından çıkıyor. Gülün şevkiyle bülbül gibi hep gazel okuyarak geldim.

ÜÇÜNCÜ SELÂM

Hû zenem ber kudsiyan her şeb zi dil hû hû zenem
Ber cemâl-i Hak heme yâhû ve yâ men hû zenem

Dil çü cây-i Hak büved Hak bâ menest ü men be Hak
Hak be Hak vâsıl şüde ber hîşten hû hû zenem

Vezni: Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün [Remel]

Her gece meleklere gönülden hû hû derim. Hakk’ın cemâline hep hû, yâ hû derim. Gönül Hakk’ın yeri olunca Hak benimledir, ben Hakk ile. Hak Hakk’a kavuşunca, kendime hû hû derim.

Ey ki hezâr âferin bu nice sultân olur
Kulu olan kişiler hüsrev ü hâkân olur

Her ki bugün Veled’e inanuben yüz süre
Yoksul ise bay olur bay ise sultân olur

Vezni: Müfteilün fâilün müfteilün fâilün [Münserih]

Binlerce tebrikler! Bu nasıl bir sultandır ki hizmetçisi olanlar, padişah olur. Bugün her kim (Sultan) Veled’e inanıp yüz sürerse, fakir ise bey olur, bey ise sultan olur.

Câme siyeh kerd küfr nûr-ı Muhammed resîd
Tabl-ı bekâ kûftend milk-i muhalled resîd

Dil çü suturlâb şüd âyet-i heft âsüman
Şerh-i dil-i Ahmedî heft mücelled resîd

Vezni: Müfteilün fâilât (fâilün) müfteilün fâilât (fâilün) [Münserih]

Küfür karalar giyindi; (çünkü) Muhammed (a.s.)’ın nûru erişti. Bekâ davulunu çaldılar; (çünkü)  ebedî saltanat geldi. Gönül, yedi göğü gösteren üstürlâb (gibi) olunca Muhammed (a.s.)’ın hallerinin (iç dünyasının) şerhi, yedi cilde ulaştı.

Ey mürşidimiz rehberimiz Mevlânâ
Sultân-ı sükûn-âverimiz Mevlânâ
Bin bir suçumuz var biliriz biz
Ammâ yine dönmez elimiz Mevlânâ
Vezni: Mef‘ûlü mefâîlü mefâîlün fa‘ [Hezec/Rub.]

Mevlâye ene’t-tâibü mimmâ selefâ
Hel yukbelü özrü âşıkın kad telefâ
İn kâne nedâmetî sudûran ve cefâ
Mevlâye afallâhu afallâhu afâ

Vezni: Mef‘ûlü mefâîlü (mefâilün) mefâîlü feil [Hezec/Rub.]

Ey Allah! Geçmiş günahlarıma tevbe ediyorum. Kendinden geçmiş bir âşığın özrünü kabul eder misin? Benim pişmanlığım bile bir (varlık) ifadesi ve eziyet ise de ey Mevlâm sen affet, sen affet, sen affet!

DÖRDÜNCÜ SELÂM

Sultân-ı menî sultân-ı menî
Ender dil ü cân îmân-ı menî

Der men bi-demî men zinde şevem
Yek cân çi şeved sad cân-ı menî
Vezni: Fa‘lün feilün fa‘lün feilün [Mütedârik]

Sultânımsın, sultânımsın; cânımda, gönlümde imânımsın. Bana üflersen ben dirilirim. Bir cân da nedir? Yüz cânımsın.