Samuray ve Hz. Ali

A+
A-

Samuray ve Hz. Ali

Önce yüce efendisinin ev işlerinden sorumlu samurayla ilgili bir öyküyü sizlerle paylaşayım.

Yüce efendinin rakiplerinden biri efendiyi öldürür. Samuray hizmetinde olduğu efendisinin intikamını almak için yemin eder ve katilin izini aramaya başlar. En sonunda bin bir güçlükle efendisini kimin öldürdüğünü öğrenir.

Samuray katili yakalar, öldürmek üzere kılıcını sıyırır, tam kellesine doğru savuracakken katil samurayın yüzüne tükürür. Bunun üzerine samuray geriye doğru çekilir, kılıcını kınına sokar ve arkasına bakmadan oradan uzaklaşır.

Geri dönmüştür, çünkü o anda öldürseydi efendisinin temsil ettiği ideala bağlılığından değil, kişisel kızgınlığından ve hiddetinden dolayı öldürmüş olacaktı.   Bunu içindeki asil savaşcı ruhunun tesiriyle değil, nefsinin zebunu olarak yapmış olacaktı. Oysa asil bir savaşçıya nefsinin emrettiği işleri yapması yakışmaz. Ona yakışan inandığı idealler için savaşmak ve öldürmektir.

Sizinle paylaşacağım ikinci öykü Mesnevi’den ve kahramanı da tanıdık.

Allah’ın aslanı Hz. Ali bir savaş esnasında düşmanı olan yiğitle epeyce vuruşarak sonunda onu yere yıkıp öldürmek üzereyken, o düşman askeri Hz. Ali’nin mübarek yüzüne tükürdü. bunun üzerine Hz. Ali düşmanını bırakarak ayağa kalktı:

-Yürü git, seni öldürmekten vazgeçtim, serbestsin, dedi.

Savaşçı bu duruma şaştı:

-Beni altedip öldürmek üzereyken neden vazgeçtin, seni ne alıkoydu?

diye sordu. Hz. Ali şöyle cevap verdi:

-Ben seninle Allah yolunda ve sırf Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak için savaşıyordum ve onun için seni öldürecektim. Sen yüzüme tükürünce öfkelendim, sana kızdım. Eğer o an öldürseydim, sana olan kızgınlığımdan dolayı bunu yapmış olacaktım. Yani seni Allah rızası için değil de kendi nefsim için öldürmüş olacaktım. İşte bu düşünceyle seni serbest bıraktım.

Bunu duyan adam, bu büyük asâlet ve ince anlayış karşısında iman ederek müslümanların safına katıldı. (Mesnevi, C.I, beyit: 3721 vd.)

Aslında tüm mesele bu. Kızdığımızde, sevdiğimizde Allah için kızar ve seversek, nefisimize veya egomuza ram olarak davranmazsak gerçek kahramanlardan oluruz.

ETİKETLER: