Sûzinak Âyin-i Şerîf

Önceki Sayfaya Dön

Zekâi Dede

BİRİNCİ SELÂM

1.Yâ sâkıye’l-müdâmeti hayye ale’s-salâ
İmlâ zücâcenâ bi-humeyyâ fe-kad halâ

Eskayteni’l-müdâmete min tarfike’l-behî
Hattâ celâ fuâdiye min ahseni’l-cilâ

Vezni: Mef‘ûlü fâilâtü mefâîlü fâilât [Muzâri]

[Ey şarap sunan saki, haydi, sun şarabı; kadehimiz boşaldı, doldur o aşk şarabıyla. Lûtfettin de o güzelim şarabı sundun bana, sundun da o sayede gönlüm öylesine güzel arındı, öylesine hoş cilalandı ki!]

2.Teâlev küllünâ ze’l-yevme sekrâ
Bi-akdâhin tühâmirnâ ve tetrâ

Teâlev inne hâzâ yevmü ıydin
Tecellâ fîhi mâ tercûne cehrâ

Vezni: Mefâîlün mefâîlün feûlün [Hezec]

[Gelin; bugün hepimiz de, bizi esriten, kendimizden geçiren kadehlere sarhoş olalım. Gelin; gerçekten de bugün, bayram günü; apaçık göründü dilediğiniz sevgili.]

3.El-yevme mine’l-vasli nesîmün ve suûdû
El-yevme era’l-hubbe ale’l-ahdi kuûdû

Yâ kavme ile’l-aşki enîbû ve ecîbû
Lemmâ keteballâhü ale’l-aşki hulûdû

Vezni: Mef‘ûlü mefâîlü mefâîlü feûlün [Hezec]

[Bugün dostla buluştuk, buluşma-kavuşma yelleri esmede, kutluluklar doğma­da; bugün görüyorum, sevgi, ahdinde durmuş, vefa göstermiş. A topluluk, aşka sarılın, onun çağrısına cevap verln, ona gidin; çünkü Allah, aşka ölümsüzlük vermiştir.]

4.Kad sabbahanallâhü bi-ıyşin ve müdâm
Kad ayyedene’l-ıyde ve mâ temme sıyâm

İmlâ kadehan ve hâti yâ hayra gulâm
Key yüskiranâ sümme ale’d-dehri selâm

Vezni: Mef‘ûlü mefâîlü (mefâilün) mefâîlü feûl [Hezec/Rub.]

[Tanrı zevkle, şarapla sabahı ettirdi bize; oruç tamamlanmadan bayram geldi çattı. Haydi ey (kölelerin) hayırlısı! Bizi sarhoş etmek için doldur kadehi de sun. Ondan sonra esenlik zamana!]

 

İKİNCİ SELÂM

1.Sultân-ı menî sultân-ı menî
Ender dil ü can îmân-ı menî

Der men bi-demî men zinde şevem
Yek cân çi şeved sad cân-ı menî

Vezni: Fa‘lün feilün fa‘lün feilün [Mütedârik]

[Sultânımsın, sultânımsın; cânımda, gönlümde imânımsın. Bana üflersen ben dirilirim. Bir cân da nedir? Yüz cânımsın.]

 

ÜÇÜNCÜ SELÂM

1.Eyyühâ ehle’l-ferâdîs ikraû menşûrenâ
Ve’dheşû min hamrinâ ve’stesmeû nâkûrenâ

Hûrüküm tasferrü aşkan tenhanî min nârihî
Lev reet fî cünhi leylin ev nehârin hûrenâ

Vezni: Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün [Remel]

[A cennet bahçelerinde gezip tozanlar, okuyun fermanımızı; şarabımızı için de geçin kendinizden; sûrumuzun sesini duyun. Gece basarken, yahut gün ağarırken sizin hûriniz, bizim hûrimizi görseydi ateşiyle yanar-yakılırdı, ona gönül verirdi de aşkıyla sararır-solardı.]

2.Ey ki hezâr âferin bu nice sultân olur
Kulu olan kişiler hüsrev ü hâkân olur

Her ki bugün Veled’e inanuben yüz süre
Yoksul ise bay olur bay ise sultân olur

Vezni: Müfteilün fâilün müfteilün fâilün [Münserih]

[Binlerce tebrikler! Bu nasıl bir sultandır ki hizmetçisi olanlar, padişah olur. Bugün her kim (Sultan) Veled’e inanıp yüz sürerse, fakir ise bey olur, bey ise sultan olur.]

 3.Rûhî le-ke yâ zâirü fi’l-leyli fedâ
Yâ mûnise vahşetî ize’l-leyli hedâ

İn kâne firâkunâ mea’s-subhi bedâ
Lâ esfere ba‘de zâke subhi ebedâ

Vezni: Mef‘ûlü mefâîlü (mefâilün) mefâîlü feil [Hezec/Rub.]

[Ey gece (beni) ziyaret eden, canım sana fedâ! Ey gece ulaştığında bana dost olan (yalnızlığımı gideren)! Bizim sabahla beraber ayrılığımız yüz gösterince, bu sabahtan başka hiçbir zaman sabah olmamıştır.]

4.Teâli yâ medede’l-ıyşi ve’s-surûri teâl
Teâli yâ feraha’l-hemmi fâtiha’l-akfâl

Likâu vechike fi’l-hemmi fâliku’l-ısbâh
Sikâu cûdike fi’l-fakri müntehe’l-ikbâl

Vezni: Mefâilün feilâtün mefâilün feilât [Müctes]

[Gel ey zevke, neş’eye yardım eden, gel; gel ey sıkıntıları gideren, kilitleri açan, gel.

Mihnet, sıkıntı gecesi yüzünü görmek, tanyerini ağartır; cömertliğinin sakisi, yoklukta-yoksullukta adama devlet, ikbal iştahı verir.]

5.Vechüke mislü’l-kamer kalbüke mislü’l-hacer
Rûhuke rûhü’l-bekâ hüsnüke nûrü’l-basar

Hicrüke rûhî fedâk zelzelenî fî hevâk
Küllü kerîmin sivâk feh’ve hadâu garâr

Vezni: Müfteilün fâilün müfteilün fâilün [Münserih]

[Yüzün ay gibi, yüreğin taş gibi; canın ölümsüzlük canı, güzelliğin gözlerin ışığı. Senden ayrı oldum mu, a canım feda olası güzel,  (aşkınla) titrer dururum; senden başka lütuf, kerem sahibi bence düzencidir, hilebazdır.]

6.Yâ men nü(a)mâhü gayru ma‘dûd
Ve’s-sa‘yü ledeyhi gayru merdûd

Kad beşşera bi’l-likâi sıdkan
Min hazretihi’l-kerîmi mevrûd

Vezni: Mef‘ûlü mefâilün mefâîl [Hezec]

[A nimetleri sayısız olan; a yolundaki çalışıp çabalama, reddedilmeyen. Ulu tapısından gelen, onunla buluşacağımızı müjdeledi bize.]

DÖRDÜNCÜ SELÂM

1.Sultân-ı menî sultân-ı menî
Ender dil ü can îmân-ı menî

Der men bi-demî men zinde şevem
Yek cân çi şeved sad cân-ı menî

Vezni: Fa‘lün feilün fa‘lün feilün [Mütedârik]

[Sultânımsın, sultânımsın; cânımda, gönlümde imânımsın. Bana üflersen ben dirilirim. Bir cân da nedir? Yüz cânımsın.][1]

[1] Bu âyîn-i şerifte, Dîvân-ı Kebîr’de bulunan Arapça şiirlerin tercümesi, A. Gölpınarlı’dan alınmıştır.