Ahmaklardan kaçmak gerek! – Filiz Konca

A+
A-
Ahmaklardan kaçmak gerek!
Filiz Konca
Hz. Mevlana mürşid kitap olan “Mesnevi”sinde şöyle bir hikaye anlatır. (3.cilt, beyit:2570 vd.)

Adamın biri bir gün Hz. İsa\’nın hızla dağa doğru kaçtığını görüp sebebini merak etti ve ardından seslendi:

\”Ardında kimse görmüyorum, bu kaçışın da kimden?\”

Hz. İsa ona cevap vermek için bile durmadı ve koşmasını sürdürdü…

Beriki iyice merak etmişti; o da Hz. İsanın peşine takıldı:

\”Allah rızası için söyle,\” dedi. \”Senin gibi korunmuş bir insanı bu kadar korkutan şey ne olabilir, kimden kaçıyorsun?\”

Hz. İsa:

\”Bir ahmaktan kaçıyorum.\” cevabını verdi. Adam şaşırdı:

\”Allah Allah. Sen kutlu nefesinle körleri ve sağırları iyileştiren, ölüleri dirilten İsa değil misin?\”
\”Çamurdan kuşlar bile senin elinde can bulup uçmuşken bir ahmaktan kaçmak da neyin nesi!\”
\”Bütün bu söylediklerin doğru ama iş senin bildiğin gibi değil. Okuduğum ism-i azam duası köre ve sağıra tesir eder, ölüyü diriltir. Hatta dağa üflesem dağ bile parçalanır. Ama ahmağa yüz binlerce defa okudum yine de nefesim çare olmadı. Kuma ekilmiş tohum gibi emeğimden bir mahsul alamadım.\”

\”Peki ama bunun sebebi nedir? Niçin ahmak diğer dertliler gibi şifaya kavuşmuyor?\”

\”Çünkü ahmaklık Hakk\’ın bir kahrıdır. Halbuki diğer bütün hastalıklar kahır değil bir iptila ve imtihandır. Hastalara ve dertlilere acınır; ahmaklıksa düşmanın ta kendisidir. Ezelde vurulan o mühre çare eli ulaşmaz.\”

Hz. Mevlana şöyle devam eder:

“İsa nasıl kaçtıysa sen de ahmaktan kaç! Ahmakla sohbet, nice kanlar döktü!
Hava, suyu yavaş yavaş çeker alır ya ahmak da dininizi böyle çalar, böyle alır işte.
Altına taş koymuş adamın harareti nasıl gider, o adam nasıl soğuk alırsa
ahmak da sizden harareti, aşkı iştiyakı çalar, size soğukluk verir! İsa’nın kaçışı
korkudan değildi. O zaten emindi, fakat size öğretmek için kaçmıştı. Zemheri
rüzgarları alemi doldursa bile o parlayıp duran güneşe ne gam?”

Eskiden İslam toplumlarında alimlerden birine ceza verilince, onu cahil bir kişi ile hapseder veya birarada yaşamaya mecbur ederlerdi. Bazı hükümdarlarda bu şekilde, kendini methetmeyen alim ve şairleri cahiller ile beraber zindana atarlardı.

Hafız-ı Şirazi bir kitap yazdığında devrin hükümdarı:

“Kitabın başında beni methet” demiş.

Hafız-ı Şirazi:

“Ben senin gibi zalimi  methetmem.” diye karşılık verince, hükümdar Hafız-ı Şirazi’yi zindana attırmış.

Hafız-ı Şirazi zindanda her ikindiden sonra mahkumlara  sohbetler edermiş.

Mahkumlardan birisinin her sohbette ağlaması, Hafız Şirazi’nin dikkatini çekmiş. Bir gün o adama:

“Yahu seni ağlatan nedir? Allah korkusu mu? Yoksa Allah sevgisi mi?  Kul hakkı mı? Yoksa günahlarının çokluğu mu?” diye sorunca, adam:

” Benim bir keçim vardı. Senin sakalın aynen onun sakalına benziyor. Seni görünce onu hatırlıyor ve kendimi tutamayıp, ağlıyorum.” diye cevap vermiş.

Bunun üzerine Hafız-ı Şirazi:

” Böyle cahilin yanında durmaktansa, öyle zalimi methetmek daha evladır.” demiş ve kralı methetmeye karar vermiş.

İmam-ı Rabbani şöyle der:

“Dünyayı ele geçirmek için Ahireti (dinini) vermek ahmaklıktır. Yaratıkların en ahmağı nefstir. Çünkü her isteği kendi aleyhinedir.”

 

ETİKETLER: