Makale 11

A+
A-

Makale 11

Bu makalede şu açıklanacaktır:

Bu dünya bazı insanlara göre yol göstericidir, bazılarına göre de yol kesicidir.

O kimse ki bütün yaratılmışları Hak’tan bilir ve Hak’tan görür. Ona her nefeste yaratma sanatının seyrinden yakınlık, kavuşma ve kesin bilgi kazandırılır. Âlemi temaşa onun hakkında nimettir, rehberdir. Nasıl ki Bayezit Hazretleri buyurmuştur:

“Mâ raeytu şey’en illâ ve raeytullâhe fîhi” (Hiçbir şey görmedim ki onda Allah’ın sanatını seyretmeyeyim.)

Sanatı Hak’tan bilmeyen kişiye göre dünya uzaklık, habersizlik ve perdedir.

Eseri bu şekilde gördükçe sanatkârdan uzaklaşır.

Mesela, biri damdan bir taş atsa, akıllı olan kimse taşı atanı görmek için yukarı bakar. Fakat köpek, başını yere eğerek taşı atanı düşünmeksizin, hiddetle, birden bire atılan taşı kırmaya, dişleriyle ezmeye uğraşır.


Bu dünya ona Hakk’ı gösterir, o Hakk’ı daima açıkça görür ve Hakk’a şahit olur. Bahçelerde, asmalarda, ağaçlarda, cinde, peride, insan nefsinde, özetle her şeyde. Âlim olan bu cihandan Hakk’ı görür. Her nefeste sanattan sanatçıya ulaşır.

Kâinatın bütün zerreleri ona rehberlik eder, ona her duvarda bir kapı açılır.

595

O, Sani-i Hüda’yı seyretmek sebebiyle uyanır, ırmak gibi vuslat bağında akmaya başlar. Damdan yere güzel bir elma düşse, aklı olan elmayı atan kimdir diye yüzünü damdan tarafa çevirir. Gözü yerdeki elmaya takılıp kalmaz.

Elma yerine taş düşse, hâl gene böyledir. Fakat akıllıyla ahmak bu hususta farklıdır. Köpek taşın geldiği yeri düşünmez, ancak o taşı ağzına alıp çiğnemek içgüdüsüyle koşar.

600

Başını yere eğer, taştan tarafa seğirtir, her defasında koşarak onu dişleriyle kemirir. Köpek gözlerini yalnız taşa diker ve ona saldırır. Fakat âlim ve akıllı olan o değersiz taşa bakar mı? O taşı atanı arar, taşın atılışını ondan bilir ve hikmetini ondan sorar.

(SAYFA 28) Düşmanlığını ona yöneltir. Çünkü bunu yapan odur, başkası değil.

605

Elma rahatı, taş mihneti temsil eder ki her ikisi de aralıksız mahlûkata isabet etmektedir. Saf ve temiz ruhlu insan bunların hepsini Allah’tan bilir, şundan bundan bilmez. Hiçbir kimse suçu alete bağlayamaz; kastı, vurandan bilir ve onu değerlendirir. İntikam alacaksa vurandan alır, alete düşmanlık etmek aklından bile geçmez.

Dam gaybı, elma dünyayı temsil emektedir. Dünya yokluktan varlığa şunun için gelmiştir:

610

Düşünebilenlerin canı Allah’a kavuşmaktan uzak kalmasın, görünmeyenden (Hak’tan) haberdar olsunlar. Cenabı Hak âlemi yoktan var etti, yerde ve gökte yüz binlerce eser vücuda getirdi. Yerde gökte vücuda getirdiği gönül alan ve gönlü ferahlatan eserlerin sınırı ve sonu yoktur. Bunlar şu hikmetten dolayı ortaya çıkarılmışlardır ki halk sanattan sanatçıya ulaşabilsin, candan geçerek canana ersin. Bu unsurlar âleminde bulundukça canıgönülden ona kulluk etsin.

615

Onun eşi benzeri olmayan yaratışını aczle seyretsinler de yüzlerini yere sürerek ulular ulusu sanatkârın kulluğuna koşsunlar.

Evrenlerin yaratıcısı yalnız onu bilsinler, daima ve ancak onun namını zikretsinler. Emirlerini kulaklarının derin köşelerinde saklasınlar. Korkuları, ümitleri yalnız ondan olsun. Cihana akıl gözüyle baksınlar da akıldan, nakilden geçerek o huzura yönelsinler. Âleme göz attıkları zaman derhâl Hüda’dan haberdar olsunlar.

620

Dünya onlara sevgilinin yüzünü getirsin ve kavuşma olsun, bütün gece, bütün gündüz onda hayran olsunlar. Ama onlar ki cehennem köpekleridir, onların gözü, kuşlar gibi daima dünya tuzağının tanelerindedir. Bundan dolayı başları yerde, ayakları bağlanmış olarak Hüda’yı görmekten uzaktırlar. Uyanıklık bunlar için uyku olmuştur, açık kapılar onlara kapalı görünmüştür.

Açıkça davet, onlar için ebediyetten kovuluş olmuş, bunca merhemler varken yürekleri yaralı kalmıştır.

625

Balıklar sudan hayat bulur, karada yaşayanlar için su, bazen ölüm ve ızdırabı getirir. Allah adamlarının ebediliğine sebep olan buluşma, dünya adamları için rezillik olur. Birisi için hayat sebebi olan şey, bir diğeri için ölüm sebebi olur. Vasıllar için elden çıkan mal, dünya adamları için hicaptır. Mal kâmillere zarar vermez, geçim vasıtası olur.

630

Dünya, görmeyi bilenlere nasıl perde olabilir ki? Onların yüz açık kapısı vardır. Bir mal ki onu Hak için kazanmış bulunuyorsun. Böyle mal hakkında Nebi-i Zişan efendimiz “Ni’me’l-mâlu’s-sâlih li’r-raculi’s–sâlih”1 buyurmuştur.

Dünya isteklilerinin sıkıntısını arttıran mal, vasıllar için, dinlenmeye sebep olur. Harareti artan hastanın, yiyip içmekten hastalığı fazlalaşır. Fakat yemek içmek sağlıklı vücuda sahip olanların kuvvetini artırır. (SAYFA 29)

635

Zehir kâmiller için şekerdir, şeker yetersizler için zehirdir. Hak yolunu tutmuş, bilgisizlik ve karanlık perdesini yırtmış olan âşık isterse dünyanın pisliği içine dalsın yinede pisliğe bulaşmaz, tertemiz çıkar. Pis şeylerden derya kirlenir mi?

Mademki senin vücudun havuz kadardır, o hâlde pislikten sakın ve süratle kaç! O malı Hak yoluna sarf et. Emellerine amelle imara çalış!

Notlar

  1. “Salih bir adam için salih bir mal ne güzeldir.”

 

ETİKETLER: ,