Makale 17

A+
A-

Makale 17

Bu makalede şu açıklanacaktır:

Ruhlar, cisimlerden önce Cenabı Hakk’ın rahmet deryasında balıklar gibi mevcut ve denizde idiler. O bollukta, o sıkıntısız nimet içinde sevinçli ve mutlu yaşamakta iken Hak Teâlâ Hazretleri “Elestü birabbiküm”1 “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” diye seslendi.

Ruhlar “Belâ” dediler. “Belâ”nın manası; “Evet, arzumuz ve sevdiceğimiz sensin.” demektir. Cenabı Hak, ben sizi bu davanızda imtihan edeceğim, dedi ve “İhbitu minha cemian”2 diye ferman buyurdu. “Hepiniz cennetten dünyaya ininiz.” demektir. Tâ ki herkesin “belâ”sı nasıldır anlaşılsın. Her kim bu davada doğru olduysa ona ebedi devlet vereceğim ve her kim eğri olursa onun layığı mihnet olacaktır.


Neden dolayı o can, bu su ile çamurdan (anasırdan) oluşmuş vücuda girdi ve göklerden zemine niçin indi? Sonunda bu can o sahilsiz deryaya yine gidecektir. Niye geldi, niçin kaldı, neden gitti? Bu sırrı sana söylemek çok güçtür, dilimi yakar.

820

Kabul edersen sen de benim gibi olursun (aynı hâle uğrarsın) ondan sonra hiçbir kaba sığmaz olursun. Bu zemin ve gökler ne oluyor ki senin gibi bir padişah oralara sığabilsin. Bu cihan, senin yanında zerre gibi hor ve hakir kalır.

Nakışlardan, renklerden kurtulup yerden ve gökten daha büyük, çok daha yüksek âlemlerde seyrederek bu karar, sebat ve azamiyetle beraber göğü -can ve ten engelleri olmaksızın- bir bakışta kuşatıp görerek

825

güneş gibi, yörüngenin üzerine biner, çarkıfelek gibi kendi güzelliğinin etrafında dönersin. Kutup daima kendi etrafında döner, virdini kendi aşkından yayar (aşkını terennüm eder).

(SAYFA 37) İçeride, dışarıda ondan başkası yoktur. Her ne emrederse olur “Kün feyekün” (Ol der demez olur.)3 Vasılların seması manadır, oraya manevi olanlar gider. O sema, candır. Bu sema, o cana nispetle cisim değerindedir. O, adlandırılmış olandır; bu, addır.

830

O, saf sudur; bu, onun yüzündeki köpüktür. O, sonsuz güzelliktir; bu onun süsüdür. Hem Cenabı İsa aleyhisselam o semadadır, burada değil. Cümle peygamberlerin yeri de, o yüksek semadır. Enbiya ve evliya ki erenlerdendir.

Hepsi orada aynı hedefte birleşmişlerdir. Çünkü hepsi de bir nurdur, o can güneşinin nurudur. Aralarında ayrılık gayrılık yoktur. Vahdetin nuru ten giysisinde sonsuz damlalar suretinde birçok kez görünür.

835

Tıpkı her evde ayrı ayrı görünen nurların hakikâtte tek bir kaynaktan gelmesi gibi. O ayrı görünüş, evlerin ayrı ayrı oluşundandır. Yoksa güneşin nuru, kursundan ayrılmış değildir. Bu çokluk aracılardan kaynaklanmıştır.

Yoksa gören göz, nuru birden fazla görmez. Bundan dolayı, Cenabı İsa’nın konakladığı gökte evliya da onunla dostluk içinde bir aradadır. Cümlesinin canı da o kadehsiz içilen yakınlık şarabıyla elest gününden beri sarhoştur.

840

Bu yakınlık onlardan başkasında yoktur. Bundan dolayı onların ruhu diğerlerinden daha kıdemlidir. Onların ruhu şah, başkalarınınki askerdir. Onların ruhu bütün ruhların sığınağıdır. Onun içindir ki Hak Teâlâ Hazretlerinden “Elest”4 hitabı geldiği vakit ruhlar hemen “Belâ” dediler. Fakat bu cevapların kimi kutlu, kimi gevşekti.

Her ne kadar o zaman eşit görünmüşlerse de Cenabı Hak istedi ki doğruları eğrilerden seçmek suretiyle bu sırrı ortaya çıkarsın.

845

“İhbitu minha” (Cennetten yeryüzüne inin!) Orada, o su ve toprak cihanında yerleşin diye ferman buyurdu.

Tâ ki doğruların “Belâ”sı meydana çıksın, yalancı “Belâ”lar da rüsva olsun. Ruhlar, ilahi emri işitince her biri bir bedende yer tuttu. Bir müddet bedende kaldılar. Dünyada mal, mülk, çoluk çocuk sahibi oldular, türlü içecek, çeşit çeşit yiyeceklerin zevkine dalarak verdikleri söze bağlılığı unuttular.

850

Nihayet bu fani dünyaya gönül bağlayarak “Belâ”yı bıraktılar. Fakat enbiya ve evliya böyle yapmadılar. Bu cismani dünyaya hiç gönül vermediler. Cenabı Deyyan’ın didarına talip oldular, onun ayrılığıyla gece gündüz ağladılar.

O kavuşmayı, o sonsuzluğu bulmadıkça, kendilerine ebedi ömür sunulmadıkça, Cenabı Bari’den o ezeli armağanı almadıkça, o vahdet deryasının dalgaları içinde yuvarlanmadıkça

855

bir nefes dinlenmediler ve bir an istemekten ayrı kalmadılar. Gayret ve zahmetten bir nefes uyku tatmadılar.

Evliyayı kiram, nur deryasının balıklarıdır. Hepsinin kazancı oradadır. Kutup da şüphesiz, onların ve bütün dervişlerin başı, önde gidenidir.(SAYFA 38) Evliya o hazretten hediyeler alır. Cümlesi onun bendeleri ve hizmetkârlarıdır. Kutup, bir olur. Her ne kadar o gayb erleri “dal” ve “zal” gibi birçoksa da.

Notlar

  1. A’raf suresi 7/172 Hani Rabbin (ezelde) Âdemoğullarının sulplerinden zürriyetlerini almış, onları kendilerine karşı şahit tutarak, “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” demişti. Onlar da “Evet, şahit olduk (ki Rabbimizsin)” demişlerdi. Böyle yapmamız kıyamet günü, “Biz bundan habersizdik” dememeniz içindir.
  2. Bakara suresi 2/38 “İnin oradan (cennetten) hepiniz. Tarafımdan size bir yol gösterici (peygamber) gelir de kim ona uyarsa, onlar için herhangi bir korku yoktur, onlar üzülmeyeceklerdir” dedik.
  3. Yasin suresi 36/82 Bir şeyi dilediği zaman, O’nun emri o şeye ancak “Ol!” demektir. O da hemen oluverir.
  4. Araf suresi7/172 Hani Rabbin (ezelde) Âdemoğullarının sulplerinden zürriyetlerini almış, onları kendilerine karşı şahit tutarak, “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” demişti. Onlar da “Evet, şahit olduk (ki Rabbimizsin)” demişlerdi. Böyle yapmamız kıyamet günü, “Biz bundan habersizdik” dememeniz içindir.

 

ETİKETLER: ,